Disiplin Gerçekten Önemli mi? (1.Bölüm)

Disiplin Gerçekten Önemli mi? (1.Bölüm)

Disiplin Gerçekten Önemli mi? (1.Bölüm)

Tülay Özer

Tülay Özer

Küçük çocuğu olan ailelerin pek çoğu bu soruyu sık sık sorar ve cevap olarak, bu yaş grubu için disiplinin aslında gerekli olmadığını duymak ister. Bu yaklaşımdaki anne babaların inandığı şey: ‘Eğer çocuğumu sever, ona anlayış gösterir ve duyarlı davranırsam disipline ihtiyacı olmaz çünkü böyle davranılan çocuklar doğal olarak sevecendirler ve ebeveynin isteklerine kendiliğinden uyarlar’ düşüncesidir.

Malesef ki çocuk yetiştirmek bu kadar basit değildir. Çocuklarımız, bizim kopyalarımız değildir. Onların da kendi istekleri, ihtiyaçları ve hatta planları vardır ve çoğu zaman bu istekler ailenin genelinin kazanımıyla uyumlu olmaz. Küçük çocukların, belirli bir davranışın kabul edilebilir ya da kabul edilemez olduğunu öğrenebilmesi için ebeveynin tepkisini görmesi gerekir. Çocuğumuz büyüdükçe, sosyal ve duygusal açıdan sağlıklı gelişebilmek için sevecen yanımızla birlikte disiplin veren yanımıza da mutlaka ihtiyaç duyacaktır.

Disiplin, çocuğa içsel kontrolü öğretme yoludur. Doğru disiplin yönteminin ne olduğu ise çocuğun gelişimsel düzeyine göre farklılaşır. Henüz konuşamayan ya da çok az konuşabilen küçük çocuklar için sözlü disiplin yerine ebeveynin duruma müdahale ederek davranışı durdurma ya da başka bir yöne kaydırma şeklinde disiplin vermesi daha faydalıdır. Daha büyük, konuşma becerileri gelişmiş çocuklarda ise içsel kontrol daha fazladır ve onlar için, ne yapıp ne yapamayacaklarının sözlü olarak söylenmesi daha ideal bir disiplin şeklidir. Aslında, 3-4 hatta daha büyük yaşlara gelmiş çocuklar bile bazen sınırları fazlasıyla zorlayabilirler. Ebeveynin direkt ve kararlı müdahalesi bu yaş grubunda bile zaman zaman gerekli olabilir.

Doğru disiplin şeklinin, çocuğun yaşa bağlı gelişimsel ihtiyaçlarına göre nasıl farklılaştığını anlamak için gerçek hayattan örneklere bakabiliriz:

14 Aylık Efe, etraftaki herşeyi keşfetmek isteyen oldukça hareketli bir çocuktur. Salonda duran saksıların içindeki toprakları yemek, elektrik prizine parmağına sokmak, lavabonun altındaki dolabı açmak ve çöp kovasını devirip içinde araştırma yapmak, yerde bulduğu her çöpü merakla incelemek ve ağzına götürmek Efe’nin sıklıkla yaptığı şeylerdir.

Aslında Efe’nin yaptıklarında ahlaki açıdan bir yanlışlık yok ama sonuç olarak bu davranışlar kirli, yıkıcı ve tehlikelidir. Efe’nin ailesi evi güvenli hale getirmek için elinden geleni yapmıştır ama Efe her seferinde karıştıracak yeni bir şey bulmaktadır. Bu süreç pek çok aile için oldukça zorlayıcıdır. Ailenin, çocuğun yanlış davranışıyla her karşılaştığında kararlı şekilde ‘hayır’ demesi ve çocuğu uygun şeylere yönlendirmesi gerekmektedir.

Çoğu zaman çocuk koyulan sınırlardan ve yönlendirmelerden hiçbir şey anlamıyor gibi gözükür ama her bir deneme aslında bir katkı sağlamaktadır. Çok yakında Efe yasaklı hedefe yaklaşırken duraksayacak ve devam etmeden önce ebeveynin yüz ifadesini kontrol etmeye başlayacaktır. Tüm bunlar Efe’nin anne babasının yasaklamalarını ve yönlendirmelerini hatırladığını göstermektedir ve bu hatırladıkları, Efe’nin bir türlü bastıramadığı her istediğini yapma dürtüsüne artık baskın gelmeye başlamıştır.

Bu süreç daha uzun zaman devam edecek olsa da Efe vicdan diye bildiğimiz yanının temellerini atmaya başlamıştır. Çocuklar için doğru davranışları içselleştirme süreci doğrunun ne olduğuna dair dışarıdan gelen komutlara uyarak başlar.

Disiplin Gerçekten Önemli mi? (2.Bölüm)
Disiplin Gerçekten Önemli mi? (3.Bölüm)
Disiplin Gerçekten Önemli mi? (4.Bölüm)

 


Sinem Olcay Kademoğlu
Gelişim Uzmanı, Psikolog [Yazar]