Son dönemde insan gelişimine dair yapılan bilimsel araştırma ve gözlemler
göstermiştir ki duygusal zeka insanın sosyal uyumu, mutluluğu ve hayattaki
başarısı için oldukça önemli bir unsurdur. Duygusal zeka en basit tanımıyla
duyguları tanımak ve onları yönetebilmek şeklinde açıklanır. Duygusal
farkındalık aslında yaşam boyu gelişen bir süreçtir ama özellikle çocukluk
yıllarında temelleri atılır. Bir çocuğun hem kendi duygularının hem de
karşısındaki diğer kişilerin duygularının farkında olarak büyümesi için
ebeveynin bu konuda duyarlı olması gerekir. Çoğumuz çocukla etkileşimimizde ona
duygularından bahsetmenin önemini gözden kaçırırız.
IPC’de
ebeveyn-çocuk ilişkisinin kalitesini değerlendirmek ve çocuğun gelişim takibi
yapmak için gözlem odamızda ebeveyn-çocuk etkileşiminizi izlediğimiz seanslar
yapıyoruz. Bu
gözlemlerde ebeveyn-çocuk etkileşimine dair izlediğimiz birkaç kritik nokta
vardır. Örneğin, ebeveynin çocuğa ne kadar sözel girdi sağladığı ya da oyun
sırasında liderliği çocuğa ne kadar bırakabildiği gibi. Bu gözlemlerde
izlediğimiz bir diğer nokta da ebeveynin çocuğa duygulardan ne kadar
bahsettiğidir. Maalesef ki çoğu ebeveyn bu noktada sınıfta kalır. Dakikalarca
süren etkileşim boyunca genelde bir kere bile heyecanlanmak, sevinmek ya da
utanmak, kızmak gibi çocuğun iç dünyasına dair durumlar söze dökülmez. İşte bu
aslında hiç de empatik ebeveynler olmadığımızı göstermektedir.
Küçük çocuklarının duyguları yoğundur ve bu duygular ebeveynlere gereksiz
derecede fazla ya da mantıksız gözükebilir. Yine de, öfke ya da hayal kırıklığı
gibi olumsuz duygular, çocuklar için gerçektir ve acı vericidir. Bazı zamanlar
ise olumlu duygular bile başa çıkılması zor hale gelebilir, örneğin bir doğum
günü partisindeki yoğun heyecan ya da anneannesinin ziyarete geleceğini
öğrendiğindeki hevesli bekleyiş hissi.
Çocuklara bu duygularını güvenli ve kabul edilebilir şekilde nasıl ifade
edebileceklerini öğretmek gerekir. Çocuklara duyguları ve onlarla başa çıkmayı
öğretmenin ilk adımı duyguları isimlendirmektir. Duyguları isimlendirmek
çocuklara yaşadıkları duyguları zihinlerinde kategorize edebilme şansı verir. En
nihayetinde, yaşadıkları duyguları ifade edebilmeleri için gerekli kelime
hazinesi kazandırır. Ebeveyn ile sık sık yaşanan bu türden deneyimler, çocuklara
duyguların ne olduğunu ve fiziksel yollara (örn, kaba kuvvete) gerek kalmadan
onları nasıl ifade edebileceklerini öğretmeye yardımcı olur. Bu deneyimler
çocuklara, ebeveynin duygularını anladığını ve önemsediğini ve bu türden zor
zamanlarda yardım etmesi için ebeveyne güvenebileceğini gösterir.
Çocuğunuzun duygusal zekasını geliştirmek için ona başkalarının duygularından da
bahsetmeniz önemlidir. Bu sayede çocuğunuz bir başkasının perspektifini
alabilmeyi yani diğer insanların nasıl hissettiğini hayal edebilmeyi öğrenir.
Böylece çocuklar, aynı kendilerine yapıldığı gibi sevecen ve empatik şekilde
başkalarıyla ilişki kurmayı ve ilgilenmeyi öğrenirler. Bazı ebeveynler için
duyguları fark edebilmek ve isimlendirebilmek biraz çalışma gerektirecektir, ama
1-3 yaş arası çocuğunuzla iletişim kurarken bu stratejiyi hatırlamanıza
yarayacak pek çok fırsat karşınıza çıkacaktır emin olabilirsiniz. Aslında
çocuğunuzun duygusal dünyasını yakından tanıyabilmek sadece çocuk için faydalı
değil ebeveyn için de oldukça tatmin edici bir tecrübedir. Bu konuda kendinizi
geliştirmekten ve profesyonel destek aramaktan çekinmeyin.
Gelişim Uzmanı, Psikolog [Yazar]