Oylarımız sandığımız kadar kendi kontrolümüzde mi?
İÇERİK BAŞLIKLARI
Seçim sonuçlarına göre kaybedenler “depresif durum ve acı” kazananların ise “mutluluk” hissedecekler; sandık sonrası psikolojik durum kazanan ve kaybeden için de sadece iki hafta sürmektedir.
Kişi oy verme davranışını yaparken deneyimlerimden, geleneklerinden, güven duygusundan etkilenir. Ayrıca psikolojik, sosyolojik ve çevresel nedenlerden de etkilenerek oy verme davranışını yapmaktadır.
Toplum, kendilerini ve ailelerini güvende hissettirecek ve onlara iş, kaynak, aile, sağlık, mülkiyet güvenliğini sağlayabileceği bir partiye oy vermek ister.
Seçmenler oy verirken, kişinin veya partinin geçmiş tecrübelerine ve gelecekle ilgili beklentilerine göre oy vermektedir. Vaatler tek başına etkili bir argüman değildir. Vaatlerden çok yapılanlara bakmaktadır insanlar.
Yapılan araştırmalara göre insanlar oy verirken, sandığın başına gittiklerinde en çok ekonomik nedenleri düşünmektedir. Çünkü birincil amaç her zaman hayatta kalmaktır; hayatta kalması için de ekonomik durumunun iyi olması gerekmektedir. Toplumun geleceğini güvende hissetmek için ekonominin sağlıklı olması gerekir.
İnsanoğlu sosyal bir varlıktır, bir gruba ait olma isteği vardır. Ait olmak tüm toplumlar için olmazsa olmaz ihtiyaçlardandır. Kişi bir parti ile özdeşleştiği zaman o partiye diğer partiden daha samimi bakmaktadır. Bir partiye veya gruba ait olma hissi, sosyal statü kazanma, insanlar tarafından kabul edilme, benimsenme, sevme, sevilme gibi sosyal ihtiyaçlardır. Bir partiye veya gruba ait olmak, “statü”, “prestij”, “farklılık” sunarak, “benlik” duygusuna hitap eder.
Kadınların ve erkeklerin seçimlere yaklaşımı birbirinden farklılık gösteriyor. Seçimlerde karar verirken erkekler daha fazla ideolojiyi, kadınlar ise ekonomiyi düşünür. Erkekler, gelenekçi bir tutumla çevresel etkilerden daha fazla etkilenerek oy verme davranışını sergilerken; kadınlar eve giren parayı hangi partinin daha kolay sağlayacağını, sosyal hakları hangi partinin daha iyi sağlayabileceğine göre oy veriyor.
Duygularımızla Seçim Yapıyoruz
Biz toplum olarak duygu temelli bir toplumuz. Bir karar verirken de çoğunlukla duygularımızla karar veriyoruz. ‘Kimi seviyorum?’, ‘Şu partiyi, şu lideri seviyorum, bu nedenle ona oy veriyorum.’ Bu sebeple toplumla duygusal bir bağ kuran partiler seçimlerde daha başarılı olmaktadır.
Duygu temelli bir toplum olduğumuz için seçim sonuçlarına göre desteklediğimiz, çalıştığımız bir partinin kaybetmesi durumunda hayal kırıklığı yaşamaktayız. Sandık sonucuna göre istediğini elde edemeyenler, oyu ile çalışmalarının boşa gittiğini düşünüp iki hafta boyunca depresif durum ve acı hissedeceklerdir. Bu durumun sonunda kişide uykusuzluk, iştahsızlık, enerjisizlik, üzüntü durumları ortaya çıkabilir. Bu durumun iki haftadan uzun sürmesi durumunda kişinin mutlaka bir ruh sağlığı profesyoneline başvurması gerekmektedir.
Psikolog [Yazar]