Kanseri Psikolojinizle Yenin

Kanseri Psikolojinizle Yenin

Kanser tanısı konan kişiler önemli ve ciddi riskle karşı karşıya oluyor...
Kanseri Psikolojinizle Yenin
Genellikle ölüm ve yoğun acı çekme olarak algılanan kanser, kişinin psikolojik olarak krize girmesinin de nedeni.

Tülay Özer

Tülay Özer

Kanser, günümüzde insan sağlığını tehdit eden en önemli hastalıklardan birisidir. Yüzyılın başlarında kanser, ölüme neden olan hastalıklar arasında daha gerilerde yer alırken, günümüzde dünyanın birçok ülkesinde ve Türkiye’de insan sağlığını tehdit eden en önemli hastalıklardan birisi olup kalp hastalıklarından sonra ikinci sırada yer almaktadır. 

Psikolojimiz hastalığın seyrini olumsuz etkilemektedir

Her geçen gün görülme sıklığı artan kanser, bedensel zorlukların yanı sıra hastaların sosyal yaşamında ve hastalar üzerinde psikolojik etkisi ağır ruhsal sorunlara yol açabilmekte, bu durum da hastalığın seyrini ve tedaviye yanıtı olumsuz etkilemektedir. Kanserle baş eden bir hasta için iyileşmeye giden yolda, ne kadar etkili olursa olsun, yalnızca tıbbi tedavi (kemoterapi, radyoterapi, cerrahi müdahale gibi) yeterli değildir. Kanser, bedensel bir hastalık olmasının yanı sıra ruhsal ve psikososyal açıdan birçok sorunu da beraberinde taşıyan kronik bir olgudur. 

Stres, kanser sürecini ilerletiyor

Kanser oluşumu çok karmaşık süreçleri içerir. Yapılan bilimsel çalışmalar kanser hastalığının ilerlemesiyle stres arasında kuvvetli bir ilişki olduğunu göstermektedir. Öte taraftan özellikle uzamış stresin, kanser hastalığından bağımsız olarak bağışıklık sistemini zayıflattığı bilinmektedir.

Sorunlu yaşam kanser yapmaz

Birçok hasta ve hasta yakını, kanser hastalığını kötü bir evliliğe, zorlayıcı yaşam olaylarına direkt olarak bağlamaktadır. Hastalığı bir nedene bağlama çabası, yani neden başına geldiğini anlamlandırma çabası ve hasta olmanın yarattığı öfke akla ilk olarak sorunlu ilişkileri ve sıkıntı verici yaşam olaylarını getirir. Oysa direkt bir bağlantı yoktur.

Kanser ve depresyon ilişkisi

Kanser hastalığının ciddiyeti ve gidişi, kişinin biyolojik, psikolojik, sosyal becerilerini zayıflattığında, uyum bozukluğu belirtileri daha şiddetli bir şekilde gözlenir. Bu dönemde depresyon ve kaygı bozuklukları daha sık gözlenmeye başlar. Yapılan çalışmalar depresyonun kanser hastalarında, hasta olmayanlara göre 2-3 kat fazla olduğunu göstermiştir.

Depresyon Belirtileri;

  • Hemen her gün, gün boyu süren mutsuzluk ve keder hali,
  • Hiçbir şey yapmak istememe, hiçbir şeyden keyif almama ya da eskiden keyif aldığı etkinliklerden keyif alamama
  • Umutsuzluk, karamsarlık, kendine ve yakınlarına yaşattığı durumlar için suçluluk, kendine güvende azalma, 
  • tedaviyi geciktirme ve reddetme
  • Uykusuzluk ya da aşırı uyuma , iştahsızlık, enerjisizlik, dikkat konsantrasyon sorunları
  • İntihar düşünceleri, intihar planlar ve girişimleri

Çoğu zaman tedavi edilmeyen depresyonlar, karamsarlığın umutsuzluğun artmasına, hızlıca ölümün istenmesine, bedensel şikayetlerin ve yan etkilerin daha çok yaşanmasına, yaşam süresinin kısalmasına sebep olabilmektedir.

Aileler psikolojik destek konusunda bilinçlenmeli

Kişiler, kanserde stresle başa çıkamamayı bir zayıflık olarak görebilmekte ve psikolojik destek istemekten çekinmektedirler. Bu da ruhsal sıkıntılar yaşamalarına, stres tepkisinin uzamasına, tedavinin olumsuz etkilenmesine, sebep olur. Çoğu zaman “benim sıkıntım, şikayetim yok” diyen bir çok hasta, sosyal ilişkilerinden, uyku sorunları yaşamasından, ağrılarının sıklık ve şiddetinden, ruhsal olarak sıkıntı yaşadığını anlayabiliriz. Bu noktada hasta yakınlarımıza da çok iş düşmektedir. Hem iyi gözlem yapmaları hem de ruhsal sıkıntılar ve depresyon gözlediklerinde, hastalarını psikolojik destek alması için yüreklendirmeleri çok önemlidir.


Ertuğ Gül
Psikolog [Yazar]