Tek çocuklar, diğer bütün çocuklar gibi problemsiz bir yaşam sürdürebilirler. Önemli olan, anne-babalarının onlara karşı tutumlarının doğru olması.
Günümüzde tek çocuklu ailelerin sayısının giderek artığına dikkat çeken uzmanlar, ikinci bir çocuk yapmanın anne ve babaların en zor aldıkları kararların başında geldiğini belirtiyorlar. Tek çocuk sahibi olmakla yetinen aileler genellikle çocuk sahibi olmaya fazla değer veriyor ve çocuk yetiştirme konusunda kaygılanıyorlar. Bu kaygıyla
çocuklarını aşırı koruma ve kollama eğilimine girebiliyor ve ortaya çıkabilecek her türlü problemde kendilerinde bir hata aramaya başlayabiliyorlar. Bu da çocuğa uygulayacakları disiplinde dengesizliklere yol açabiliyor. Örneğin; çocuğun her isteğini karşılamaya çalışmak veya tüm kararları çocuğa verdirtmek büyük sorunlara neden olabiliyor.
Çünkü çocuklar, kendi ihtiyaçlarının karşılanmasında diretseler de, bir şekilde sınırlandırılmaya ihtiyaç duyarlar. Davranışlarına, yaşlarına uygun sınırlar getirildiğinde daha huzurlu ve yaratıcı olurlar. Her konuda kendi istedikleri olsun, kendileri karar versin isterler, ama bu kararların ya da davranışların sonucunun sorumluluğunu almaya hazır olmayabilirler. Bu da onların başarısızlık yaşamalarına neden olabilir.
Yaşıtlarıyla bir arada olmalı
İlk üç yılda bütün çocuklar tek bir kişinin sürekli ilgisine muhtaçtır. Ve mümkün olduğunca anne ile temaslarının yoğun olması önemlidir. Ancak 3 yaşından sonra tam bir sosyalleşme ve birey olma dönemine girilir. Yuva v.b. gibi sosyal bir kuruma gitmek bu dönemde çocuğun sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için önemlidir. Eğer çocuk böyle bir kuruma gidebilirse, tek çocuk olmak sorun yaratmaz. Çünkü yaşıtlarıyla ya da başka çocuklarla bir arada olma, oyun oynama ve yaşantıdan deneyim kazanma ihtiyacı bu kurumlarda karşılanabilir. Çocuklar paylaşmayı, beklemeyi, dinlemeyi, kurala uymanın önemini ve bir gruba ait olmanın keyfini en iyi şekilde başka çocuklarla yaşadıkları deneyimlerde öğrenebilirler.
Çocuk 3 yaşına gelmiş olmasına rağmen hala sadece yetişkinlerle birlikte oluyorsa, başka
çocuklarla zaman geçirme fırsatı verilmiyorsa, bu durum onun sosyalleşmesini ve yaşıtlarıyla sağlıklı ilişkiler kurabilmesini geciktirebilir.
Tek başına ya da yetişkinlerle oyun oynamak, onun deneyimlerini zenginleştirmez. Sadece zaman geçirtir. Evde herkese istediğini yaptıran çocuk, dışarıda başka çocuklar ile oynamak istediğinde utangaç ve çekingen olur, nasıl iletişim kuracağını bilemez ve sorunlarını çözmek için anne - babaya ihtiyaç duyar. Sürekli ailedeki yetişkinlerle olmaya alışan çocukta güven gelişimi olumsuz etkilenir. Bu da yetersizlik duygusu geliştirmesine neden olabilir ya da her ortamda ayrıcalıklı olmak ister. Olamadığında ise mutsuz olur ve sorun çıkarabilir. Ayrıca sadece yetişkinlerle olan çocuklar kendilerine onları model aldıkları için, kendilerinden beklentileri yüksek olabilir ve ileride mükemmeliyetçi bir yapı geliştirebilirler.
Özel ilgi, mutlu ediyor
Tek çocuklu ailelerde çocuk için ayrılan ,özel zaman süresi ister istemez çok çocuklu ailelere göre daha fazladır. Aileler zamanlarını iyi organize ederlerse, çocuğun her tür psikolojik ihtiyacını karşılamak için gerekli fırsatı bulabilirler. Tek çocuk olmanın belki de en önemli avantajı budur. Aile içinde sınırsız sevgi ve ilgi gören bir çocuğun bunalımlara itilmesi olanaksızdır. Tek çocuk olduğu için ruhsal sorunlarla boğuşması beklenemez. Çocuk evinde mutluysa, ruh sağlığı açısından da bir sorunla karşılaşmayacaktır. Ancak anne - babanın çocuğun üzerine çok fazla düşmesi, aşırı ilgi göstermesi ve çocuğun sürekli gözlem altında olması veya serbest deneyimler yaşamasına fırsat verilmemesi, en az ilgisizlik kadar olumsuz sonuçlar doğurabilir.
Yapılan araştırmalara göre; tek çocuklar okulda, kardeşi olanlara göre daha başarılı. Ayrıca liderlik vasfı taşıyorlar. Tek başına büyüyen çocuklar, kendi kendilerine karar vermeye alılşıyor ve büyüdükleri zaman çevrelerine önderlik edebiliyorlar.
İleriki yaşantıları nasıl etkileniyor?
Tek çocuk olarak benmerkezciliği pekiştirilen, ilgi merkezi olmaya alıştırılan, her ihtiyacı hiç geciktirilmeden karşılanan ve sosyalleşmesine fırsat verilmeyen bir çocuk, aynı ilgiyi ileriki yaşantısında da bekleyecek ve isteyecektir. Aksi halde aşağıdaki olumsuzluklar yaşanabilir: Girdiği sosyal ortamlarda, okulda, işte, yakın ilişkilerinde ilgi göremediğinde, öncelikli konuşma, karar verme hakkı ona verilmediğinde hayal kırıklığı, öfke yaşayabilir.
Çevresine karşı agresif davranabilir ya da tam tersi, yeterince sevilmeye değer olmadığını düşünüp içine kapanabilir.
Doyumsuz olabilir, çabuk bıkar. Paylaşmakta zorluklar yaşayabilir.
Mutlu olması birçok koşula bağlı olduğundan kolay mutlu olamaz.
Sosyal ortamlarda kabul görmeyebilir, dışlanabilir.
İhtiyaç ve istekleri başkalarının istek ve ihtiyaçlarıyla çakıştığında erteleyemez.
Annelerine bağımlılıkları uzun sürer.
Eleştiriye tahammülsüz olabilir. Okulda ve iş yaşamında sebatsızlıklar ve uyum sorunları yaşayabilir.
Ailede pek çok şey sadece ondan beklendiği için üzerinde baskı hissedebilir.
Unutulmamalıdır ki, bütün bu sorunlar aslı¬da sadece tek çocuk olduğu için değil, uygun olmayan anne - baba tutumları söz konusu olduğu için yaşanan sorunlardır.
Anne – babalara öneriler
Çocuğunuza öncelikle tek çocuk olarak değil, çocuk olarak davranın. Unutmayın ki sizin, onun tek olmasıyla ilgili kaygılarınızı hissedecektir.
Standart disiplin yöntemlerini uygulayın, yaşına uygun kurallar koyun. Bu kuralları kararlılık içinde uygulayın.
Beklemeyi, sabretmeyi öğretin. Her istediğini anında karşılama çabasına girmeyin. Uygun olan, gerekli olduğunu düşündüğünüz isteklerini karşılayın.
3 yaşından sonra yaşıtlarıyla ya da başka çocuklarla bir arada olmasını sağlayın. Yuvaya gönderme imkanınız yoksa bile çocuğu olan ailelerle görüşüp çocukların bir arada olmasına, oyun oynamalarına, arkadaşlıklar kurmalarına fırsat verin.
Onunla iyi iletişim kurun. Kendisini yalnız veya mutsuz hissettiğinde size duygularını anlatabilecek kadar yakın olmasını sağlayın.
Yapabileceğinden fazla şey beklemeyin. Hep mükemmel olmaya çalışmak çocuğu yorar ve başarısızlık korkusu artar.
Ona söz hakkı verin, ama bu, tüm kararları almasına dönüşmesin. Size uygun karar alternatiflerini sunup, birisini seçmesini sağlayın. Örneğin; bu oyuncak arabayı alamayız, paramız yetmiyor ama bu uçağı ya da gemiyi alabiliriz gibi.
Bireyselliğinin gelişmesini destekleyin. Giyinme, soyunma, yemek yeme, temizlik gibi her türlü özbakımını yapmasına fırsat verin. Evde sorumlulukları olsun, size bağımlı olmadan kendi ihtiyaçlarını karşılaması için destekleyin.
Yayınlanması için gönderdiğiniz yazılar [Yazar]