Her ebeveyn çocuğuyla mükemmel bir ilişki kurabilmek ve O’nu en iyi şekilde yetiştirebilmek için uğraşır. Ancak çocuk yetiştirmek zorlu bir süreçtir. Hayal kırıklıkları, kızgınlık, üzüntü, mutluluk, gurur, endişe gibi bir çok duyguyla ve bu duygulara bağlı deneyimlerle doludur.
Her ailenin yaşantısı ve kültürel özellikleri birbirinden farklı olduğu gibi, her ebeveynin de çocuğundan beklentileri farklıdır. Ancak temelde her anne baba, çocuklarının sözlerini dinlemesini ve koyduklara kurallara uymasını beklerler.
Bir çok anne baba “demokratik bir ortamda” çocuk yetiştirmeye özen gösterirken, zaman zaman kontrolü kaybettiklerini hissettiklerinden bahseder. “Her konuda fikrini soruyoruz, isteklerine önem veriyoruz ama O bizim hiçbir dediğimizi yapmıyor ” diye yakınırlar. Gerçekten de bazen dizginlerin çocukların eline geçtiğini gözlemlemek mümkündür. Artık neredeyse anne baba çocuktan izin almaya başlamıştır. Hal böyle olunca da, kural koymak, çocuktan kurallara uymasını beklemek ya da kabul edilemez davranışlarla başa çıkmak zorlaşmaya, ebeveyn – çocuk ilişkisi de yara almaya başlar. Peki çocuklarımızla ilişkimizi zedelemeden, iş inatlaşma ve bağrışmalara varmadan bunu başarmak mümkün müdür?
Kuralları koyarken çocuklarınızın fikirlerini paylaşmasına fırsat verin.
Kurallar yaşamımızın vazgeçilmez bir parçasıdır. Bir düzen ve disiplin için gereklidir. Çocuklarla kuralların neden gerekli olduğunun ve kurallara uyulmamasının sonuçlarının neler olabileceğinin mutlaka paylaşılması gerekir. Çocuklar nedenini ve sonucunu bildikleri durumlara karşı daha duyarlıdırlar. Diğer yandan, kuralları ve kurallara uymamaları halinde karşılaşacakları yaptırımları belirlerken onların da fikrini almak, bu düzeni benimsemelerini kolaylaştıracaktır. Ayrıca kuralları belirlerken, yapılması ve yapılmaması gerekenler ayrımını vurgulamayı unutmayın.
Kurallar konusunda mutlaka model olun.
Çocuğunuzdan yapmasını istediğiniz davranışları, ilk günlerde birlikte yapın ve hatta eğlenceli bir hale getirin. Örneğin, yatmadan önce dişlerini fırçalama alışkanlığı kazanmasını istiyorsanız, ilk günlerde çocuğunuzla birlikte aynanın karşısına geçip, yüzünüzü komik şekillere sokarak dişlerinizi fırçalamayı deneyin. Bir süre sonra sizin hatırlatmanıza gerek kalmadan bu kurala uymaya başladığını görebilirsiniz.
Alternatif Sunun.
Kilitlendiğiniz durumlarda birlikte çözüm arama yoluna gidin. Durumla ilgili memnuniyetsizliğinizi ve birlikte her ikinizi de mutlu edebilecek bir çözüm bulmak istediğinizi çocuğunuzla paylaşın. Fikir üretmeleri konusunda yüreklendirin. “Bilmiyorum” gibi cevaplar verdiklerinde, isteksiz ya da dirençli tavırlar içerisinde olduklarında, çocuğunuzun yaşına göre, 2 ya da daha fazla alternatif sunabilirsiniz. Uygun olmadığını düşündüğünüz çözüm önerileri öne sürdüklerinde de, öneriyi biraz rötuşlayarak kabul edilebilir bir hale getirebilir ya da önerisinin neden uygun olmadığını anlamasına yardımcı olabilirsiniz. Böylece hem fikirlerine önem verdiğinizi, hem de kontrolün sizde olduğunu hissettirmiş olursunuz.
Çocuğunuza otoritenin sizde olduğunu gösterin.
Ebeveynlerin en sık yaptıkları hatalardan biri, yapılmasını ya da yapılmamasını istedikleri şeyleri açık ve net bir ifade ile belirtmek yerine soru şeklinde ya imalarla çocuğa yöneltmeleridir. “Sence yatağa gitme vakti gelmedi mi?” gibi. Bu ifadeye verilen cevap ya da tepki ebeveynin beklediği gibi olmadığında, basit bir durum kolaylıkla zıtlaşmaya ve güç savaşına dönebilir. Oysa ki; “Saat 8 oldu. Uyku vakti geldi. Haydi yatağa” ifadesi daha amaca yöneliktir.
Konuşmalarınızı kısa tutun.
Çocuklarla konuşurken uzun cümlelerden ve dakikalarca süren konuşmalardan kaçınmak gerekir. Çünkü hem dikkat süreleri kısadır, hem de herkes gibi dakikalarca nasihat dinlemekten hoşlanmazlar. Bir süre sonra sizi dinlemek yerine kendine başka bir etkinlik bulduğunu (duvarları seyretmek, pencereden dışarı bakmak, oyuncaklarıyla ilgilenmek gibi) görebilirsiniz. Bu nedenle duygularınızı ve beklentilerinizi, çocuğunuzun yaşına uygun ifadelerle, en kısa ve öz şekilde anlatabilmek önemlidir.
Çocuğunuza güvendiğinizi ve O’nu her koşulda sevdiğinizi sık sık dile getirin. Sevgi ve güven dolu bir ortam, tüm sorunların kolaylıkla çözümlenmesini sağlar.
Uzman Psikolojik Danışman [Yazar]